Gayrimenkul Hukuku Avukatı

Gayrimenkul hukuku avukatı, anlaşmazlığın kaynağını taşınmazların oluşturduğu, kardeşler arasında tapu iptal davası, kamulaştırma, müteahhitten daire satın alma veya kira ilişkileri gibi taşınmazlarla ilgili doğan anlaşmazlıkların çözümüne yönelik hukuki destek verir. Ülkemizde taşınmazlarla ilgili takip edilecek hukuksal süreçler Gayrimenkul hukuku çatısı altında toplanır. Genel anlamıyla taşınmazlar ve bunlara ilişkin uyuşmazlıklarla ilgili uygulamaları düzenler. Gayrimenkul hukuku avukatlarımız, tapu iptali ve tescil davalarının açılması ve takip edilmesi, yerli ve yabancılar için gayrimenkul bağışlama, satış ve kiralama işlemleri ile taşınmazlar üzerinde ayni ve şahsi hak tesisi işlemlerini takip etmektedir.

GAYRİMENKUL HUKUKU NEDİR?

Gayrimenkul arsa, tarla, arazi, konut, işyeri, otel, yazlık gibi niteliklerine haiz olup üzerinde yapılaşma başta olmak üzere birçok düzenleme yapılabilen malvarlığı değerleridir. Gayrimenkul hukukunun temel ilkelerini 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. kitabında tanzim edilen eşya hukukunun önemli ve kapsamlı bir bölümünü düzenlemektedir. Ancak buna ek olarak 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, 3194 Sayılı İmar Kanunu ve 3621 Sayılı Kıyı Kanunu gibi daha birçok özel yasa da gayrimenkul hukuku alanındaki özel düzenlemeleri hüküm altına almıştır.

Alım satım sözleşmelerinin düzenlenmesi ve mülkiyet geçişine ilişkin süreçte görüşmelerin gerçekleştirilmesi, yabancıların mülk edinmesi ve buna bağlı vatandaşlık başvurularının gerçekleştirilmesi, tapu kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin iş ve işlemler, ortaklığın giderilmesi davaları, kamulaştırma davalarının takibinde alanında uzman bir gayrimenkul avukatı ile çalışmak ve hukuki danışmanlık almak hak kaybı yaşamamanız için önemlidir.

GAYRİMENKUL HUKUKU AVUKATI HANGİ İŞLERİ YAPAR?

Gayrimenkul avukatının görevleri ilgili hukuk dalına giren anlaşmazlık konularının çözümü, gayrimenkul hukuku kapsamına giren davaların takibi, davada tarafların temsili ve taşınmazlarla ilgili düzenlenen sözleşmelerin oluşturulması olarak özetlenebilir. İyi bir avukat ile kimi anlaşmazlıklar dava sürecine gitmeden çözüme kavuşabilir. Genel hatları ile değerlendirildiğinde gayrimenkul avukatının yaptığı işler şu şekilde detaylandırılabilir:

  • Taşınmazların alımı, satımı ve tapularının tescil işlemleri
  • İstihkak davaları,
  • Kamulaştırma davaları,
  • Kira sözleşmelerinin hazırlanması
  • Kira bedelinin tespiti davaları.
  • Kiracı tahliyesi işlemleri
  • Kat irtifakı sözleşmeleri,
  • İpotek sözleşmeleri,
  • İnşaat sözleşmeleri.
  • Tapı iptali ve tesciline ilişkin davaların takibi
  • Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) davaları,
  • Yabancıların mülk edinme işlemleri ile ilgili hukuksal ve resmi süreçlerin takibi
  • Tapu ve tescil davaları,

GAYRİMENKUL AVUKATLARI KİMLERİ TEMSİL EDER?

Gayrimenkul avukatının temsil yetkisi anlaşmazlık yaşayan tarafların tamamını kapsar. Gayrimenkul hukuku kapsamına giren davalarda aşağıda sıralanan taraflar avukat tutarak hukuki yardım alabilirler:

  • Mal sahipleri
  • Kiracılar
  • Gayrimenkul yatırımcıları
  • Oturmak amacıyla gayrimenkul satın alanlar
  • İnşaat firmaları ve yetkilileri
  • Planlamacılar
  • Mühendis ve mimarlar

GAYRİMENKUL AVUKATLARI HANGİ DAVALARA BAKAR?

Gayrimenkul avukatının baktığı davalar taşınmazlarla ilgili yaşanan uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin başlatılan hukuki süreçleri tanımlar. Gayrimenkul avukatı bahsi geçen davalarda tarafları temsil edere ve dava sürecini takip eder. Dava sonucuna ilişkin kararların takip edilmesi görevini de üstlenir. Gayrimenkul hukuku kavramına giren aşağıdaki dava türleri için gayrimenkul avukatıyla çalışabilirsiniz.

  • Ortaklığın giderilmesi (İzale-i şüyu)
  • Tapu iptal ve tescil davaları
  • Kira alacaklarının tahsili ile kiracının tahliyesi
  • İpotek tesisi ve terkini
  • Kat mülkiyeti kanununa ilişkin muhtelif davalar
  • Müdahalenin önlenmesi (Men-i müdahale) davası
  • Tasarrufun iptali davaları
  • Kiralananın tahliyesi davası

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ (İZALE-İ ŞUYU) DAVASI

Ortaklığın giderilmesi yahut bir diğer adıyla izale-i şüyu davaları paylı mülkiyet veya miras nedeniyle elbirliği mülkiyetinde olan bir malın üzerinde bulunan ortaklığın sona erdirilmesi için açılır. Buradaki amaç taşınır veya taşınmaz mal üzerinde kişilerin ortaklık durumunu bitirmektir. Ortaklığın ne şekilde sona erdirileceği konusunda anlaşma sağlanamaması halinde ortaklardan herhangi biri dava açabilecektir. Açılacak dava tüm paydaşlara karşı yöneltilir.

Dava, taşınmazın bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesinde açılacaktır. Ortaklık aynen taksim yahut satış yolu ile giderilebilecektir. Malın, paydaşlar arasında satılmaksızın parçalara ayrılarak bölünmesi fiilen ve hukuken mümkün ise mahkeme tarafından ortaklık malının aynen taksimine karar verilebilir. Aynen taksim mümkün değil ise ortaklık malı satış memurluğu yahut icra müdürlüğü tarafından satışa çıkarılacaktır.  

TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVALARI

Tapu iptali ve tescil davaları hukuka aykırı olarak yahut usulsüz bir işlem ile gerçeğe uygun olmayan şekilde oluşturulmuş olan tapu kayıtlarının düzeltilmesi, hukuka aykırılığının giderilmesi için açılan davalardır. Bahse konu aykırılık birçok nedenden kaynaklanmış olabilir. Bu şekilde mülkiyet hakkı ihlal edilen kişi tapu iptali ve tescil davası ile ihlalin ortadan kaldırılmasını sağlayabilecektir.

Tapu iptal ve tescil davaları pek çok farklı nedenle açılan ve dayanağının tapunun iptali olduğu gayrimenkul davalarıdır. Yapılan kamulaştırmaya veya miras paylaşımına itiraz ya da kadastro işlemi ile verilen tapunun kabul edilmemesi gibi konularda tapu iptal ve tescil davası açılmalıdır. Taşınmaz satış vaadi için hazırlanacak sözleşmelerde de gayrimenkul avukatından danışmanlık alınmalıdır. Tapu iptal davası birkaç tanesi şu şekilde sıralanabilir:

  • Kadastro İşlemi ile Verilen Tapunun İptali ve Tescili Davası
  • Kamulaştırmaya Dair Tapu İptal Davası
  • Miras Hukukundan Doğan Tapu İptal Davası
  • Miras hukukundan kaynaklı Ölünceye kadar bakma sözleşmesi nedeniyle tapu iptal ve tescil
  • Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak müteahhit veya müteahhitten satın alan üçüncü kişilerin açacağı tapunun iptali ve tescili davası
  • Hukuki ehliyetin Bulunmaması nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davası
  • Vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptal ve tescil davası
  • Çifte tapu iddiası nedeniyle tapu iptal ve tescil davası
  • Önalım Hakkı (Şufa) Davası

Kadastro İşlemi Nedeniyle Verilen Tapunun İptali ve Tescili Davası

Uygulamada bazen kadastro tespiti sırasında bazı hatalar yapılmaktadır. Tapu sicil tüzüğü bu hataların düzeltilmesine imkân tanımıştır. Kimi durumlarda hatayı yapan kadastroya başvurarak resen bu hatanın giderilmesi sağlanabilir. Kimi durumlarda ise dava yoluna başvurmak gerekir.

Kural olarak kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hataları kadastro müdürlüğü kendiliğinden düzeltecektir. Bunun için müracaat etmeniz yeterlidir. Bu düzeltme taşınmaz malikleri ve diğer hak sahiplerine de tebliğ edilecektir. 30 gün içinde bu düzeltmenin kaldırılmasını talep etmezler ise yapılan bu düzletme kesinleşecektir. Düzeltmeye itirazınızı sulh hukuk mahkemesinde yapmanız gerekmektedir.

Bununla birlikte kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüz ölçümü farklılıklarından bazıları kadastro müdürlükleri tarafından kendiliğinden düzeltilir. Bunun için müracaata gerek yoktur. Önemli olan söz konusu hatanın kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalmasıdır.

Kamulaştırmaya Dair Tapunun İptali ve Tescili Davası

İdare kamulaştırma kararı alınan taşınmaz için öncelikle satınalma usulüne uygun olarak taşınmaz maliki ile görüşür. Satınalma usulünde idare ile taşınmaz maliki arasında anlaşma sağlanamaması durumunda 2942 Sayılı Yasanın 10.maddesi uyarınca idare taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkesinde taşınmaz malikine Bedel Tespiti ve Tescil davası açar.

Ancak mülk sahipleri bu teklifi kabul etmek zorunda değildir. Kamulaştırılan taşınmazlar, kamulaştırılırken belirlenen amacın dışında kullanılamayacaktır yahut kamulaştırma işlemine uygun hareket edilmeli ve kamu yararına uygun proje, taşınmaz yapılmalıdır. Bu durumda idarenin 5 yıl süre için hareketsiz kalması ve kamulaştırılan taşınmazı kullanmaması halinde bu sürenin dolmasından sonra 1 yıl içerisinde kamulaştırılan taşınmazı geri alma davası açılmalıdır. 5 yıllık süre kamulaştırma işleminin kesinleşmesinden itibaren başlar ve hak düşürücü süre niteliğindedir.

Kamulaştırmanın satın alma yolu ile gerçekleştirilememesi durumunda idare, taşınmazın bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak kamulaştırma bedelinin tespiti ve ilgili taşınmazın idare adına tescil edilmesi için dava açar. Bunun için satın alma yolu ile kamulaştırma prosedürünün işletilmiş olması gerekmektedir. Kıymet takdir komisyonunca tespit edilen ve satın alma sürecinde maliklere teklif edilen taşınmaz bedeli Mahkeme açısından bağlayıcı nitelikte değildir. Bu durumda yeniden bir bilirkişi incelemesi yapılacak ve yeniden bedel tespiti yoluna gidilecektir.

Kamulaştırmasız El Atma Davaları

Kamu bazı durumlarda bu işlemleri yapmaksızın yani kamulaştırma işlemi yapılmaksızın, usul ve esaslara uyulmadan, bedeli peşin ödenmeksizin kamunun taşınmaza el koyması suretiyle taşınmaz malikinin gayrimenkul malikinin fiili kullanım hakkının idare tarafından engellenmesi anlamına gelir. Bu durum Anayasa da güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlali demektir.

Miras Hukukundan Doğan Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil Davası

Miras bırakanın muvazaalı tasarrufundan sonra evlat edindiği, evlendiği veya ana rahmine düşen çocuğun dava hakkı vardır. Bu davada davacı taşınmazı miras bırakandan devralan kişi olacaktır. Bu kişi ölmüşse, ölenin mirasçılarına veya taşınmazı kötü niyetli olarak devralan üçüncü kişiye karşı açılır. Dava ilgili taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk mahkemesinde açılacaktır.

Muvazaa iddiası sözleşmenin taraflarından biri tarafından ileri sürülüyorsa muvazaa iddiasının yazılı delillerle kanıtlanması gerekir. Muvazaa ile tapulu taşınmazı intikal ettiren kişinin ölümü halinde mirasçılar miras bırakanın hakkına dayanarak dava açtılarsa yine yazılı delille ispat kuralı geçerlidir. Ancak mirasçılar miras bırakanın hakkına dayanmadan kendi haklarına dava açtılarsa yazılı delille ispat kuralı yerini her türlü delille ispat kuralına bırakır. Taşınmazın gerçek bedeli ile temlik bedeli arası aşırı orantısızlık muvazaa olduğuna karinedir.

Muris muvazaasına dayalı açılan tapu iptali ve tescili davalarında murisin gerçek iradesi araştırılır. Bu noktada Yargıtay bir takım ölçütler belirlemiştir. Bu ölçütler;

  • Murisin ve miras bıraktığı kişinin mali durumu,
  • Yörenin gelenekleri, (örneğin kızların mirastan pay almayacaklarına ilişkin genel kanı)
  • Miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı bir nedeninin bulunup bulunmadığı,
  • Satış bedeli ve gerçek bedel arası fark
  • Aile içi ilişkilerdir.

Miras Hukukundan Doğan Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil Davası

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bir tarafın kendisine bakacak olan tarafa veya taraflarca belirlenecek bir 3. kişiye bazı hak ve menfaatler sağlamayı taahhüt ettiği, diğer tarafın da kendisine veya kendi seçeceği bir 3. kişiye sağlanan hak ve menfaatlere karşılık olarak bu hak ve menfaatleri sağlayan kişiye ölünceye kadar bakma yükümlülüğü altına girdiği karşılıklı borç doğuran bir sözleşmedir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi bir çeşit miras sözleşmesi olarak kabul görmektedir ve resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmelidir.

Ölünceye kadar bakma sözleşmesinde taşınmazı devralacak kişiye tescil isteme yetkisi verilmişse, diğer tüm şartların da mevcudiyeti halinde bu kişi taşınmazın kendi adına tescilini isteyebilir. Ancak bu yetki verilmemişse ve taşınmaz malikinin talebine bağlı kalınmışsa taşınmaz malikine ölünceye kadar bakma yükümlüsü olan kişi ölünceye kadar bakma sözleşmesi nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açabilecektir. Bunun yanında eğer ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereği taşınmaz mülkiyetinin kendi adına tescilini sağlamış olan bakım borçlusunun, aslında bakım yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve ölünceye kadar bakma sözleşmesinin mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak düzenlenmiş olduğunu iddia eden hak sahipleri ve ilgililer de tapu iptali ve tescil davası açabilecektir.

Aile Konutu Nedeniyle Tapunun İptali ve Tescili Davası

Aile konutu olarak kullanılmak üzere kiralanan taşınmazlarda kiracı, eşinin açık rızası olmadıkça kira sözleşmesini feshedemez. Ancak bu rızanın alınması mümkün değilse veya eş haklı bir sebebe dayanmaksızın rıza vermekten kaçınıyorsa kiracı hâkimden bu konuda bir karar vermesini talep edebilir. Aile konutunun maliki olmayan eş tapu kütüğüne aile konutu şerhinin konulmasını talep edebilir. Malik olmayan eş bunun için önce yönetici veya muhtardan oturdukları evin aile konutu olduğuna dair bir belge alır ve evlilik cüzdanıyla birlikte Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurur. Tapu memuru ilgili taşınmazın tapu kütüğünün şerhler ailesine ‘Aile Konutu’ ibaresini ekler. Şerhten sonra malik eş aile konutunu diğer eşin rızası olmadan satamaz, sınırlı ayni hak tesis edemez, kiralayamaz. Şerhe rağmen malik eş tapuda izinsiz işlem yaparsa bu işlem geçersiz olur. Rızası olmayan eşin tapu iptal talebiyle tapu kaydı iptal ettirilir.

Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesine Dayalı olarak Müteahhit veya Müteahhitten Satın Alan Üçüncü Kişilerin Açacağı Tapunun İptali ve Tescili Davası

Kat karşılığı inşaat sözleşmesi olarak da bilinen Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, arsa sahipleri ile yüklenici yani müteahhitler arasında gerçekleştirilen çift taraflı, karma tipli bir sözleşme türüdür. Bu sözleşme ile müteahhit, bağımsız bölümleri inşa etmeyi ve arsa sahiplerine teslim etmeyi; arsa sahipleri ise arsa payının mülkiyetini hakedişi oranında müteahhide vermeyi vaat etmektedir.

Müteahhit, arsa sahiplerine karşı yükümlülüklerinin tamamını yerine getirmekle birlikte arsa sahiplerini tescile zorlamak amacıyla tapu iptali ve tescil davası açma hakkına sahip olmaktadır. Bunun yanında müteahhit ile taşınmaz satış sözleşmesi veya taşınmaz satış vaadi sözleşmesi adı altında sözleşme akdeden üçüncü kişiler olabilir. Müteahhitin tüm sorumluluklarını yerine getirmiş olması halinde, müteahhitten taşınmaz satın alan 3. kişiler de arsa sahiplerine karşı tapu iptali ve tescil davası açabileceklerdir.

Taşınmaz Satış Vaadi Nedeniyle Tapunun İptali ve Tescili Davası

Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi asıl satışın yapılmasına ilişkin bir ön sözleşmedir. Genelde tapuda çeşitli sebeplerle hemen devredilemeyen taşınmazlar için yapılır. Bu sözleşme resmi senede bağlanmadıkça geçerli değildir. Noterlik kanunu uyarınca gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi noterde yapılmalıdır. Bu sözleşme üçüncü kişilere karşı da ileri sürülmek isteniyorsa tapuya şerh ettirilmelidir. Şerh beş yıl süreyle hüküm ve sonuç doğurur. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilmiş veya dava nedeniyle tedbir kararı alınarak tapuya bildirilmişse bundan sonra taşınmaz üzerinde tasarruf işlemi yapıldıysa, söz konusu şerh üçüncü şahıslara karşı da ileri sürülebilir ve MK 716 dayanılarak satışı vaat edilen taşınmaz adına tescil davası açılabilir. Bu dava da taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde açılır.

Söz konusu MK 716 uyarınca; mülkiyetin kazanılmasına esas olacak bir hukuki sebebe dayanarak malikten mülkiyetin kendi adına tescilini istemek hususunda kişisel hakkı olan kimse malikin kaçınması halinde hâkimden, mülkiyetin hükmen geçirilmesini isteyebilir.

Bir taşınmazın mülkiyetini işgal, miras, kamulaştırma, cebri icra veya mahkeme kararına dayanarak kazanan kişi tescili doğrudan doğruya yaptırabilir.

Önalım Hakkı (Şufa) Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil Davası

Şufa (önalım) hakkı, paylı mülkiyette paydaşların sahip olduğu bir haktır. Paylı mülkiyet paydaşlarından birisi, payını paydaşlardan birine değil de bir üçüncü kişiye satarsa diğer paydaşlar şufa hakkı sayesinde, üçüncü kişiye satılan pay üzerinde öncelikli satın alma hakkına sahiptir. Şufa hakkı, paylı mülkiyetin tesis edilmesiyle birlikte doğar. Herhangi bir payın üçüncü kişiye satılmasıyla birlikte kullanılabilir. Hakkın kullanılması amacıyla açılan davaya, şufa (önalım) hakkı davası denir.

Paydaşlardan biri, üçüncü kişiye satılan pay dolayısıyla şufa hakkını kullandığı takdirde, önalım hakkını kullanan paydaş ile payı satın alan üçüncü kişi arasında, payı satan kişi ile üçüncü kişi arasında yapılan sözleşmenin şartları ve kapsamı itibariyle aynısı olan bir satım ilişkisi tesis edilir. Şufa hakkının kullanılmasıyla birlikte, payını satışa konu eden paydaş yasal ön alım hakkını kullanan paydaşa payını devretmek durumundadır.

Önalım hakkı, gayrimenkul mülkiyetini dolaylı sınırlama biçimlerinden olup önalım hakkı kullanılmazsa gayrimenkul mülkiyeti üzerinde herhangi bir sınırlama da söz konusu olmayacaktır. Yasal şufa hakkı, ancak paydaşlar harici birine satış yapılmasıyla mümkündür. Daha önceleri irade bildirimi yoluyla kullanılan şufa hakkı, ancak alıcıya karşı şufa (önalım) hakkı davası açmak suretiyle kullanılabilir. Son olarak, işbu davanın yenilik doğuran bir dava, kararın da yenilik doğuran bir karar olduğunu belirtmek gerek.

Şufa (önalım) hakkı ancak dava yolu ile kullanılabilir. Şufa (önalım) hakkı davası, taşınmazın paydaşlarından herhangi biri tarafından taşınmazı satın alan kişiye karşı açılır. İşbu dava, Asliye Hukuku Mahkemesi’nin görevli alanına girer. Dolayısıyla, şufa hakkını kullanmak isteyen gayrimenkul paydaşının Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açması gerekir. Davaya konu gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesi ise bu davada yetkili mahkemedir.

MEN-İ MÜDAHALE (MÜDAHALENİN ÖNLENMESİ) DAVASI

Müdahalenin önlenmesi davası taşınmazdan haksız şekilde yararlanılması durumunda açılır. Herhangi bir taşınmazdan yararlanma hakkına sahip olunması için ya bahsi geçen taşınmaza sahip olunması ya da mal sahibinden icazet alınması gereklidir. Bu iki hal oluşmadan gayrimenkulden yararlanılması söz konusu olduğunda, taşınmaz sahibi men-i müdahale davası açarak haklarını hukuki yoldan arayabilir.

KİRALANANIN TAHLİYESİ DAVASI

Kira sözleşmesinin feshi bildirim yoluyla olabileceği gibi dava yoluyla da olmaktadır. Genellikle tercih edilen tahliye çeşidi budur çünkü 10 yıllık bir zaman şartının sağlanması gerekmez fakat kiracının dava yoluyla tahliyesinde kanunda sayılan tahliye sebepleri sınırlıdır. Bu sebepler değiştirilemez ya da kiracı aleyhine yorumlanamaz. Kiracı tahliye davası, taşınmaz sahibin haklı sebeplere dayanarak kiracının taşınmazdan çıkarılmasını mahkemeden istemesidir. Bu konuda daha ayrıntılı açıklamalar için çalışma alanlarımız altında Kira davaları Avukatı sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

GAYRİMENKUL AVUKATI ARIYORUM

Gayrimenkul avukatı arayanlar davada temsil, dava sürecinin takibi ve sonuçlanan davada alınan kararların uygulanması yönünde gayrimenkul hukukunun çok kapsamlı olması nedeniyle ihtiyaç duydukları hizmetleri karşılamak için hukuki yardım arar. Avukat ve arabulucu Doç. Dr. Yusuf Topal ve deneyimli isimlerden oluşan alanında uzmanlaşmış avukat ortakları ile gayrimenkul hukuku alanına giren her konuda hukuksal destek alabilirsiniz.

Gayrimenkul hukukunu ilgilendiren konulara yönelik davaların açılması, takibi ve kararın uygulanmasının takibini gerçekleştiren Zirve Hukuk ve Arabuluculuk bürosu, gayrimenkul konulu sözleşmelerin hazırlanması noktasında da danışmanlık hizmeti verir. Kira sözleşmeleri ve kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin hazırlanması konusunda büromuzla çalışabilirsiniz. Kamulaştırma bedelinin belirlenmesi ve alınan kararların iptali noktalarında hukuk büromuz sizlere destek verir. Taşınmazlarla ilgili oluşan uyuşmazlıkların hukuki zeminde çözülmesi için Zirve Hukuk Bürosu ile çalışarak deneyimli bir gayrimenkul avukatı desteğini kazanabilirsiniz.

 

Hızlı iletişim
  • 0505 350 84 93
  • 0505 350 84 93
  • av.yusuftopal@gmail.com
İletişim Formu
Hızlı iletişim

WhatsApp
Hemen Ara